O
Oduncunun gözü omçada, dilencinin gözü çömçede.
Olacakla öleceğe çare bulunmaz.
Olan dört bağlar, olmayan dert bağlar.
Olsa ile bulsayı ekmişler, hiç bitmiş (yel ile yuf bitmiş).
Ortak (kuma) gemisi yürümüş, elti gemisi yürümemiş.
Osmanlı`nın ayağı üzengide gerek.
Otu çek, köküne bak.
Otuz iki dişten çıkan, otuz iki mahalleye yayılır.
Oturduğu ahır sekisi, çağırdığı İstanbul Türküsü.
Oynamasını bilmeyen gelin yerim dar demiş.
Ödünç güle güle gider, ağlaya ağlaya gelir.
Öfkeyle kalkan, zararla (ziyanla) oturur.
Öküze boynuzu yük değil.
Ölenle ölünmez.
Ölmüş eşek, kurttan korkmaz.
Ölüm kalım (dirim) bizim için.
Ölüm ile öç alınmaz.
Önce can, sonra canan.
Önce düşün, sonra söyle.
Öpülecek el ısırılmaz.